Belleğin Akışı

Belleğin Akışı

Hiçbir düşüncenin akmadığını varsaydım. Kafamın içinde olup biten bir şey yok. Aldığım nefeste bütün odağım. Zihnimin içine bir şey girmiyor ya da çıkmıyor. Böyle kalıyorum bir süre… Gözlerim kapalı ve de fırlayıp çıkmaya hazır bir ok gibi gergin. İşte o an başlıyor her şey.

Sürahideki su elimde akıp gidiyor bardağın içine, zamandan zamana doğru… Karmaşık bir sonsuzluğun içinde. Yarısı boş olan bardağın yarısı dolmuş artık. Taşmaya yetecek birkaç damla daha var. Oysa ne kadar kısa sürmüştü yolu yarılaması ya da yarısından sonrası. Üst üste geliyor tanecikleri benliğimin. Zihnimi kirleten düşüncelerden sıyrılmama izin vermediği gibi temizliği de delirtiyor bu suyun. Bir süre daha kalıyorum böyle. Ellerim, ayaklarım uyuşmuş ve de kaskatı kesilmiş bedenim. Yüzmekte değil ki sorun… Boğulduğum bu senaryolarda çırpınmakta. Üstelik daha da dibe çekmesinde bu çırpınışların… Nafile bir çaba dolayısıyla.

Adımlar… İlerleyen adımlar… Suyun ayak sesleri… Neden hep ileri? Çağlayan bu damlacıkların var mı ki varacak bir yerleri? Alacak bir şekilleri? Olmak ister miydim ki bir su parçası? Heyecan ile yolumda olmak ve de alabileceğim bir şeklimin olmasını ümit ederek ilerleyebilir miydim? Yoksa geriye olan adımlarım yavaşlatır mıydı beni? Ya da bir öncekilere selam vermemi mi sağlardı? Veya daha ileri gitmem için bir fırsat mı sunardı bana?

Dinginliği ile hareket edip birkaç cam kırığına takılıp kalıyorum. Alaycı bir biçimde içine doluyor kendisinin ve beni de yavaşlatıyor aynı zamanda. Olduğum yere kenetleniyorum ilerlediğimi düşünerek… Alıp götürüyor bazılarını benden çalıp, izin de veriyor kalmasına benimle. Sahiden kim karar veriyor buna?.. Kimin umurundaki kabul edip devam ediyorum yine.

Adını koyamadığım başka bir şey var ama. Etkisi altında olduğum his, hissiyat… Bir ismi var eminim ama tarifini yapamıyorum. Zihnim yine boş ama o sezgi hala içimde. Akıp gitmeye devam eden bir yandan da içindekini söküp atan farklı bir etki. Akışı yavaşlatan veya akıl almaz bir hızla akarken durduğunu düşündürten bir duygu. Zihni yeniden temizleyen, arındıran, saflaştıran bir tesir. Nesin, neredensin bilmiyorum.

Bir ok aldığı gerginliği ile fırlıyor suyun geçidine… Kesiliveriyor akışı ve arınıyor içindekileriyle bardağım, sürahim, düşüncelerim ve de hislerim… Zihnimin kıvrımları yeniden sessiz ancak yeni bir misafiri de var, ismi olan cismi olmayan tarifsiz bir ‘duygu’.

Naçizane.

Yorum bırakın

WordPress.com’da bir web sitesi veya blog oluşturun

Barkın TUNÇ sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et